top of page

İŞÇİ ALACAKLARI DAVASI - DAVACININ İŞYERİNE VERDİĞİ İSTİFA DİLEKÇESİNİN İŞLEME KONULMASI ÜZERİNE İŞ

  • T.C YARGITAY 9.Hukuk Dairesi Esas: 2017/ 26872
  • 29 Mar 2018
  • 3 dakikada okunur

ÖZET: Davacının işyerine verdiği istifa dilekçesinin işleme konulması üzerine iş akdinin son bulduğu, davacının istifaen ayrıldığı tarih itibariyle hak ettiği halde ödenmemiş işçilik alacakları bulunduğu, bu itibarla fesihte haklı olduğu dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenle, kıdem tazminatına hükmedilmesi yerinde ise de, haklı nedenle dahi olsa iş akdini fesheden tarafın ihbar tazminatı isteme hakkı bulunmadığı gözetilerek davacının ihbar tazminatı talebinin reddi gerekir.

(4857 S. K. m. 18) (6100 S. K. m. 297) Dava: Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti, fazla mesai ücreti ve hafta tatili ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: A) Davacı İsteminin Özeti: Davacı vekili, müvekkilinin iş akdinin 10/06/2012 tarihinde işveren tarafından ihbarsız ve tazminatsız olarak haksız şekilde feshedildiğini iddia ederek, kıdem ve ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti ve hafta tatili ücreti alacaklarının tahsilini istemiştir. B) Davalı Cevabının Özeti: Davalı vekili, davacının 25/05/2012 tarihli dilekçe vererek iş akdinin feshini talep ettiği ve işten ayrıldığını, bu nedenle kıdem ve ihbar tazminatı talep hakkının bulunmadığını, sözleşmeden doğan yasal haklarının kendisine ödendiğini, davacının davalı şirkette idari personel kadrosunda çalıştığını, bu kadroda çalışan personelin hiçbir zaman fazla mesai yapmadığını, resmi ve dini bayramlarda hiç çalışma olmadığını, davacının eşinin işyerinde çalışanların puantajlarını belirleme görevi yaptığını, eşi için fazla çalışma puanı vermiş olabileceğini, fazla çalışmanın bölüm amirinin yazılı bildirimi ile olacağını ve davacıya böyle bir bildirimin yapılmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kabulüne karar verilmiştir. D) Temyiz: Kararı yasal süresi içinde taraf vekilleri temyiz etmiştir. E) Gerekçe: 1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Davacının 25.05.2012 tarihinde işyerine verdiği istifa dilekçesinin işleme konulması üzerine iş akdinin 10.06.2012 tarihinde son bulduğu, davacının istifaen ayrıldığı tarih itibariyle hak ettiği halde ödenmemiş işçilik alacakları bulunduğu, bu itibarla fesihte haklı olduğu dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenle, kıdem tazminatına hükmedilmesi yerinde ise de, haklı nedenle dahi olsa iş akdini fesheden tarafın ihbar tazminatı isteme hakkı bulunmadığı gözetilerek davacının ihbar tazminatı talebinin reddi yerine kabulü hatalıdır. 3- Dava kısmi dava olarak açılmış olup, talepler ıslah edilmese dahi hak edilen alacakların tam olarak belirlenmesi ve daha sonra taleple bağlı kalınarak hüküm kurulması gerekirken, öncelikle kabul edilen fazla mesaiücreti, hafta tatili ücreti ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacakları için hak edilen miktarın ne olduğunun belirlenmemesi hatalıdır. Gerekçede bilirkişi raporuna atıf yapıldıktan sonra %25 oranında takdiri indirimden söz edilmiş ise de, adı geçen alacakların bir kısmının belgelere göre hesap edilmesine karşın, takdiri indirimin tüm döneme mi yoksa tanık beyanı ile ispat edilen döneme mi hasredildiği de tam olarak anlaşılamamaktadır. Ayrıca takdiri indirimin hak edilen miktar üzerinden yapılması gerekirken talep üzerinden yapılması da hatalıdır. Mahkemece yapılacak iş, her üç kalem alacak talebi bakımından sadece tanık beyanı ile hesaplanan dönemle sınırlı olarak takdiri indirimi yaptıktan sonra alacağı tam olarak belirleyip, taleple bağlı kalınarak karar vermektir. 4- Hükmedilen miktarların net mi yoksa brüt mü olduğunun hükümde belirtilmemesinin HMK'nın 297/2. maddesine aykırı olup, infazda tereddüte yol açacağının düşünülmemesi bozmayı gerektirmiştir. F) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 20/11/2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Comments

Couldn’t Load Comments
It looks like there was a technical problem. Try reconnecting or refreshing the page.
bottom of page